Blog

İş Dünyasına İlişkin İlham Verici İçerikler

İş liderleri için işe alım tavsiyeleri

12 Şubat 2020 Çarşamba

İş dünyasının en bilinen eğitimlerinden bir tanesi finansçı olmayanlar için finans eğitimidir. Bu bakış açısıyla finans nasıl önemliyse, CEO’dan departman yöneticisine kadar insan yöneten ve işe alım kararı veren her yöneticinin de işe alım pratiklerine hakim olması gerektiğini düşünüyorum.

Biz çok şanslıyız ki çok değerli firmalarla ve bir o kadar kıymetli İK profesyonelleriyle uyum içerisinde süreçlerimizi ilerletiyoruz. Teknik tarafa gelince yıllar içerisinde yürüttüğümüz sayısız işe alım projelerinden olumlu ya da olumlu olmayan bir çok deneyim yaşadık. Bu durum bende bir motivasyon yarattı ve bu rehberi oluşturmaya karar verdim. O yüzden bu yazıyı İK şapkası olmayan iş liderleri için basit pratikler şeklinde hazırladım.

Öncelikle işe alım kararları kurumların geleceklerini şekillendirme özelliğine sahiptir. Her zaman söylediğimiz gibi işe alım yaparken aslında bir kültür transferi de gerçekleştirirsiniz.

Gelelim maddelere;

1-     Ne istediğini bilmek

Ne istediğini bilmeyen bulduğunu anlayamaz diye çok sevdiğim bir söz var. İlk etapta ne istediğimiz konusunda çok net olmalıyız. İsteklerimizin hayal ettiğimiz gibi olmama ihtimallerine karşı mutlaka B ve C planlarımızı da hazırda bulundurmalıyız. İşe alım yaparken çoğunlukla ilk başladığımız kriterlerden çeşitli sebeplerle taviz vermek durumunda kalabiliriz.

2-     Neye ihtiyaç duyduğunu bilmek

İsteklerimiz ve ihtiyaçlarımız birbiriyle örtüşmelidir. İşe alacağımız kişinin gerek karakteri gerekse de becerileriyle bizi olduğumuzdan daha güçlü yapacağına emin olmalıyız. Bu yüzden her zaman adayların güçlü yanlarına daha fazla odaklanılması taraftarıyım. ‘Adayın güçlü yanları şirketim için nasıl bir katma değer yaratır ?’ Bu soru basittir ama her zaman işe yarayan bir tarafı olduğunu düşünürüm. Güçlü yanların temelinde bana göre karakter özellikleri olmalıdır.

3-     Gerçekçi olmayan beklentilerden arınmak

Alacaklarımız ve vereceklerimiz arasında denge olmalıdır. Ne kadar çok şey istiyorsak karşılığında ne vereceğimiz konusunda emin olmalıyız. İşe alımlar yine yapılır ancak alma verme dengesi bozuksa çok uzun vadeli ya da başarılı sonuçlar doğurmayabilir. Gerçek ihtiyacımız konusunda kırmızı çizgiyi çizdikten sonra taviz verebileceğimiz alanları önceden belirlemekte fayda görüyorum. Bazen çok da önemli olmayan sebeplerden dolayı çok büyük potansiyellerin elden kaçtığına şahit olabiliyoruz. O yüzden günlük beklentilerden çok adayın gelecekteki potansiyeline de odaklanmakta fayda var.

4-     Adayla rekabete girmemek

Beni en ürküten durum. Görüşme sırasında işe alım kararı verecek yönetici ve aday arasında tatsız bir rekabet oluşması. Öncelikle ev sahibi tavrımız mutlaka olmalı. Gelen kişiye peşinen zaman ayırdığı için saygılı olmalıyız ve adayla aramızda rekabet ortamı oluşturacak tutumlardan uzak durmalıyız. Temel odağımız şirketimiz ya da bölümümüz için en fazla katkıyı yapacak kişiyi seçmekte olmalı. Bu tür mülakatlar her yönetici için aynı zamanda farklı deneyimleri öğrenmek için eşsiz fırsatlar sunar. Aday olumsuz olsa bile bunun tadını çıkartabilmeliyiz.

5-     Adayın bizden daha iyi olduğu alanlara onay vermek

Bana göre en iyi yöneticiler bazı konularda kendisinden daha iyi olanları işe alabilenlerdir. İşe alımın ve liderliğin temelinde bu vardır. Sizden daha iyi kişileri işe alıp, onları uyum ve hedef odağında çalıştırabilmek.

6-     İyi mülakat performansına aldanmamak

Bazı adaylar mülakatlarda çok ikna edici olabilirler. Bazıları da tam tersi mülakat performansları bir o kadar kötü olabilir. Bunlar onların iyi ya da kötü çalışan olacağını göstermez. O yüzden peşin hükümlülükten uzaklaşmalı ve biraz daha derine inebilmek gerekir. Nihayetinde bu bir tahmin işi. En profesyonel görüşmeciler bile defalarca doğru olmayan işe alım yapmıştır ancak mülakat tutumunun biraz daha ötesine geçip iş sonuçları üzerinden ilerlemenin bazı yolları aranabilir. Bu kısım gerçekten derin bir uzmanlık gerektiriyor.

Aklıma gelen maddeler bunlar oldu. Umarım İK şapkası olmayan liderler için fikir verici olmuştur. Yazının başında söylediğimi sonunda hatırlatmak istiyorum. Her yönetici asgari düzeyde de olsa doğru işe alım yapabilmelidir. Ya da bu konuda profesyonel destek almak isteyebilirsiniz :)

İşinde mutlu olan insan evinde de mutlu oluyor bu yüzden doğru eşleşme yaptığımıza emin olmalıyız.

Değerli meslektaşlarım başta olmak üzere sizlerde yorumlarınızla katkıda bulunursanız memnun olurum.

Sevgilerimle

Gökhan Aracagök